20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren dünyamız, değişim olgusunun etkisine girmiştir. Peak İSG olarak kendi değişimimizi sağlamak, İş gücüne verimlilik ve uzmanlık katmak için değişimin parçası olmaya çalışıyoruz .Değişim, organizasyonların bütün dinamiklerini köklü bir biçimde değiştirmektedir. Organizasyonlara hayat veren temel kaynak insandır. Bu nedenle değişim ve gelişime ilişkin her süreç, bir şekilde çalışma hayatındaki insanı da etkilemektedir. İnsanın verimliliğini ve çalışma hayatının
kalitesini yükseltmekten sorumlu bilim dalı, İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY)’dir. İnsan kaynakları yönetimi düşüncesi ile değişim ve gelişim süreçlerinin eş zamanlı olması bir rastlantı değildir. Tam tersine, değişim ve gelişimin hedef kitlesinin insan olması nedeniyle, insan kaynakları yönetimi değişim ve gelişimin merkezine yerleşmiştir. Bu bakımdan, iş hayatında çalışana yönelik olarak kayıt tutma süreci ile başlayan
uygulamaların ortaya çıkması, sosyal hizmet görevine dönüşmesi, personel yönetimi olgusunun doğuşu, sendikal hareket ve endüstriyel ilişkilerin sürece dahil olmasıyla endüstri ilişkilerini kapsamına alması, insanın yeniden keşfi ve yaşanan büyük değişimlerle insan kaynakları yönetimi sürecine ulaşması, insan kaynakları kavram ve kapsamının genişlemesi, stratejik boyutlara taşınması, yaşanan bilgi toplumu
süreçlerinin insan kaynakları yönetimine getirdiği ve gelecekte getirmesi muhtemel olan yeni boyutlar, kuramsal araştırma yöntemiyle incelenmeye çalışılmaktadır.